Maraş’ta meydana gelen sarsıntılarda resmi açıklamaya göre 43 bin 556 kişi hayatını kaybederken yüz binlerce kişi de yaralandı. Depremlerde 600 binden fazla bağımsız bölüm yıkılırken, hemen yıkılacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı bina sayısı yaklaşık 750 bin. Depremin beşinci gününün ardından yüzbinlerce insan sokaklarda kalınca enkaz kaldırma çalışmalarına başlandı. Arama kurtarma çalışmaları bitmeden çöken binaların enkazının kepçelerle kaldırılması tepki çekti. Sahada yürütülen çalışmaların hukuka uygun yapılmadığını yerinde tespit ettiklerini belirten Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Merkez Müdürü Av. deprem bölgelerindeki ihlallere ilişkin kabahat ihbarnameleri.
‘HÜKÜMET KARARLIDIR’
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre Topalkara, depremin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen hala ulaşılamayan enkazların olduğunu belirterek, çok sayıda insan enkaz altındayken enkaz kaldırma işlemlerinin başladığını vurguladı. Topalkara, devletin ilk yapması gerekenin oradaki cenazeleri koruyarak hukuka uygun bir şekilde yakınlarına teslim etmek olduğunu belirterek, “İnsanlara inşaat artmış gibi davranılamaz. Her şeyden önce bu bir suçtur, hukuka aykırıdır. Yine AFAD’ın bu konuda birçok yerde geç kaldığını biliyoruz. Müdahale edilmediği için çok sayıda insan hayatını kaybetti. Isı yok, ses yok ve çok sayıda canlı enkaz altında kaldı” dedi.
‘KANIT EKSİKLİĞİ NEDENİYLE UYARI’
Birçok binanın kontrolsüzlük, kar hırsı ve ekipman hırsızlığı nedeniyle yıkıldığını belirten Topalkara, dışarıdan çok şık görünen milyon dolarlık konutların insanların başlarına yıkıldığını vurguladı. Kalan binaların hasar tespit prosedürüne uygun olduğunu ve bilirkişi eşliğinde şantiyeye gidip numune almaları gerektiğini kaydeden Topalkara, “Bugün gözaltına alınan müteahhitler ve mimarlar var. Şayet usulüne uygun bir şekilde numune alınmaz ise yarın dava açıldığında bu kişiler hakkında delil yetersizliği söz konusu olacaktır. Çünkü ‘Bu bir felaket, ben her şeyi hakkıyla yaptım’ diyecekler. Felaket tarafından yok edildi, benim sorumluluğum yok.’ Ancak o numuneler alınmış olsaydı, o numuneler sizin ekipmanı çaldığınızı söylerdi, o numuneler sizin gerekli harcamaları yapmadığınızı söylerdi ve müteahhidin bundan kurtulma şansı olmazdı. Ancak bu yapılmazsa delil yetersizliği söz konusu olacaktır” dedi. (HABER MERKEZİ)
